Bu sabah çektim bu resmi, Caddebostan sahilinde dalları dolu dolu iğde ağaçları... Dünyada 'Rus zeytini' diye biliniyor. İğde ağaçlarına sahip çıkmalıyız,çünkü şifasından önce tabiata olan katkısı çok önemli; köklerinde azot depolama kapasitesi sayesinde en kurak topraklarda bile yetişiyor ve yetiştiği toprağa da katkıda bulunuyor erozyonu önlüyor.Pek de 'yüz verilmeyen' meyveleri ise oldukça şifalı, hani o yerken boğazınıza duruyor hissi veren ince kuru tüğsü dokusu var ya, bağırsaklarımızdaki birçok zararlı maddeyi, özellikle de 'kötü kolesterol' diye tabir edilen zararlı yağları sünger gibi emip dışkı ile atılmasını sağlıyor. Sadece kötü kolesterolü değil birçok toksik maddeyi, ağır metali de etkisiz hale getiriyor. 2016 yılı Şubat ayında 'Journal of Traditional and Complementary Medicine-Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi' adlı uluslararası bir bilimsel yayında yer verilen makalenin başlığı şuydu; 'Rus zeytini (iğde):Geniş kapsamlı geleneksel tıbbi uygulamalardan, yeni tanımlanan antioksidan, antienflamatuar, antimutajenik ajan rolüne doğru'.Sırayla açıklayayım bunları; Antioksidan savunma sistemi çok önemli,özetle her gün dışsal ve içsel nedenlerle hücre ve dokularımız oksitleyici ajanlara maruz kalıyor ki oksitlenmek hücre düzeyinde 'paslanmak' anlamına geliyor, bu yüzden her gün antioksidan besinlere yer vermek fonksiyonel beslenmenin en önemli parçası. Anti-enflamatuar kelimesi ise, 'yangı giderici ' anlamına geliyor ve bugün biliyoruz ki Alzheimer'dan Hashimato'ya MS'ten kansere kadar hangi taşı kaldırsak altından kronik yangısal süreç çıkıyor...Anti-mutajenik etki ise şu demek; DNA'larımızda yani genetik şifremizi saklayan şifredeki mutasyon adlı tehlikeli değişimlere karşı önleyici etki...Buna o kadar çok ihtiyacımız var ki, çünkü her gün en az bir milyon kere DNA'mızdaki genetik şifre yapımızda bozulmalar oluyor ve içimizdeki ilahi 'beden aklı' bunun çok önemli bir tehlike arz ettiğini bildiği için tamir ediyor. Üstelik çok fazla tüketmek gerekmiyor bu şifalı meyveyi, her yemekte birkaç tane yeterli. Hep söylüyorum ya, tabiat çok cömert bedenimiz ise çok tutumlu...sağlık ve esenlikler dileğimle...