...'ellajik asit'...meyvelere şifa veren, 'sihirli!' bir faydalı asit; anti-kanser, anti-romatizmal, anti-diyabetik ve anti-aging gücü olduğuna dair yüzlerce çalışma sonucu var dünya biliminde...Bu asit, daha çok ekşi nar gibi, ekşi karadut ve böğürtlen gibi, çocuklara yedirmekte zorlandığımız meyvelerde var, ama şeftali, istisnalardan biri, hem ellajik asit içeriyor, hem de oldukça lezzetli, üstelik düşük şeker ve yüksek çözünebilir bitkisel lif içeriğiyle şeker hastalarının da gönül rahatlığıyla tüketebileceği bir meyve...Şeftali, birçok meyvede bulunmayan E ve K vitaminlerini de içeriyor ki E vitamini, 'tokoferol' diye anılan ve hücrelerimizi oksitleyici ajanlara karşı güçlü bir şekilde koruyan en önemli hücresel 'koruyucu kalkan'lardan biri, yani E vitamini düzeyinizi yüksek tutmayı başarabildiğimizde, cildimizi de korumuş oluyoruz, karaciğerimizi de, hormonlarımızı da...K vitaminin ise 'K' harfinden alınmasının nedeni 'Koagulation.vitamin' , yani pıhtılaşmayı sağlayan, kanamayı önleyen vitamin anlamına gelir, 1929 yılındaki ilk keşfinden bu güne kadar K vitaminin insan bedeninde olan faydaları hakkında 15 bin bilimsel çalışma yayınlandı. Şeftali aynı zamanda zengin potasyum, magnezyum, manganez, fosfor ve B6 vitamini kaynağı ki bu da kas sağlığı ve kronik yorgunluğu önlemede önemli. Magnezyum ve B6 vitamini hakkında çok çarpıcı bir bilimsel veri daha var; 2004'te JAmCollNutr'da yayınlanan Fransa kaynaklı çalışmada, düzenli magnezyum ve B6 vitamini tüketiminin çocuklardaki hiperaktivite ve dikkat eksikliği sendromu belirtilerini azalttığı saptanmış. Yani çocuklarımızın eline, cennet ülkemizde bolca yetişen meyvelerden bir şeftali verdiğimizde, onu belki de uzunca bir dönem ilaç kullanmaktan kurtarmış oluyoruz...Hep söylüyorum ya, doğada her şey var...yeter ki tabiat aklı ile beden aklını ilimle birbirine ulayalım...Sağlık ve esenlikler diliyorum, sevgimle...