2002'de Journal of Ethnopharmacology'de 'Çin folklorik ilacı olan kivi meyvesinin kansere karşı koruyucu etkisi' adı altında Japonya kaynaklı bir çalışma yayınlandı. Artık ülkemizde de yetişiyor bu şifalı meyve, hasat zamanı da başladı bile...kivi tüketiminin DNA'yı oksitleyici ajanlara karşı koruyucu etkisi bilimsel olarak gösterildi ki daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi, DNA'larımızı korumak demek Kanserden korunmak anlamına geliyor. Kanserden korunmanın diğer 'kestirme' yolu ise bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kivinin içine gömülmüş o minicik siyah çekirdeklerin içi bağışıklık güçlendirici E vitamini ve selenyum ile dolu...Kivinin kansere karşı koruyucu etkisi DNA'yı korumak ve bağışıklığı güçlendirmek ile de sınırlı değil, bu meyvede bazı şifalı berry türü orman meyvelerinde de bulunan 'fisetin' adlı bir aktif madde var ki bu madde hücre deneylerinde birçok kanser hücresini patolojide 'apopitozis' adı verilen hücre intiharına yönlendiriyor. Apopitozis, bedenimizin hem kanserden korunmada hem de oluşmuş kanser hücreleri ile mücadele etmekte en önemli savunma mekanizması. 'Anormal' olduğu saptanan hücre bağışıklık sistemi tarafından oldukça karmaşık mekanizmalarla bedenimizin asker hücreleri olan savunma hücrelerine 'hedef' olarak gösteriliyor ve vücut için tehlike arzeden bu hücreler daha anormal hücre üremesi sürecine girmeden yok ediliyor...Beden aklı o kadar muhteşem ki bize düşen sadece onu 'bozmamak' ve bir şekilde bozduğumuzda da 'tabiat aklından' yardım alarak düzeltmek...çok fazla tüketmeye gerek yok, tabiat çok cömert, bedenimiz ise çok tutumlu... Şifa dileğimle...